|
|
|
|
|
 |
|
 |
Susma Sen Yaşat Beni
Sen susunca
Dönmeye korkuyordu dünya
Tüm renkler bir anda donuyordu
Ve en çok da gece zifirisine benziyordu
şu çok sık tanık olduğum
Kana bulanıyordu elim yüzüm
Sonra avuçlarına akıveriyordu
gözlerimdeki kan dolu çanak
Yaşam, sokakta bulduğum kediyi andırıyordu
öyle zavallı
Hiç yakışmıyordu bu dilsiz duruşun
yaşanılası zamanlara
Aç, sefil, kimsesiz bırakıyordun sonunda
Ve korkutuyordu gözlerim herkesi
Hak değil bu
bir işkence yalnızca
Susma...
Konuşunca sen
Tüm melodileri alt ediyordu kulaklarımdaki ses
Adı konmamış çiçekler açıveriyordu birden
sarıyordu yeri göğü
Ve elim yüzüm görünmüyordu
uçuşan saçlarımdan
Her bir buklesine diziliyordu sıra sıra
bir çiçek
bir yıldız
bir yağmur damlası
ve bir nazar boncuğu
Ellerin uzanıyordu usulca yüzüme
diriliyordum ben
Yorgun düşüyordu rüzgar
sesinin buğusundan
Hani o içimde saklı kalan bir yer vardı ya
senin henüz öğrendiğin
İşte ona dokunuyordun yine
ürpertiyordun derinlerimi
Hak edilen bu
bir armağan değil yalnızca
Susma...
Sen susarsan
Kimsesiz kalır bu dünya
Kelebeğin uçurur kanatlarından tüm tozlarını
Meleğinin sırtından bir el iter
bulur kendini eski(miş) yaşamında
Doğduğu günü lanetler bebeğin
Hiçbir öpücük yetmez prensesini uyandırmaya
Ve ‘sevdiğim’ dedirten yüreğin
ızdıraba sarar seni sonunda
Konuşursan şayet
Herkese kafi gelir benim dünyam
Omzuma bir martı konar
günüm geceye inat yaşar
Avuçlarımda saklı kalan denizin yeşili
küflenmiş zamanlardan çalar
Ve kamaşır gözleri tüm insanlığın
içimde barın(a)mayan ışığımdan
Susma sen
Sakın susma hiç!
yaşat beni...
Not : Bu şiir Konya Beykonak Eğitim ve Kültür Derneği adına Çalı Dergisi sponsorluğunda düzenlenen Yirce Şenliği Şiir Yarışması’nda –ÜÇÜNCÜ-lük ödülüne layık görülmüştür. Haziran 2005
Sevcan KOYUNCU |
|
 |
|
 |
|
|
|
|
|
|
|
|